Prof. Dr.Gazi ZORER /
gzorer@anet.net.tr
9.03.2011 / 18:59:34
Hekimler ve Örgütlenme Üzerine
Örgütlenme modern toplumların sahip olduğu demokrasinin nimetlerinden biri.En üst düzey örgütlenme, toplumda iktidarı hedefleyen siyasi partiler, toplumda yaşayan tüm kesimleri bünyesinde toplamaya çalışır.
Örgütlenme modern toplumların sahip olduğu demokrasinin nimetlerinden biri. En üst düzey örgütlenme, toplumda iktidarı hedefleyen siyasi partiler, toplumda yaşayan tüm kesimleri bünyesinde toplamaya çalışır. Siyasi partilerden sonra en güçlü örgütlenmeler sendikalar, sınıfsal bir niteliğe sahip olan sendikalar ücret ve çalışma koşullarını iyileştirmeye yönelik çalışmalar yapar, hak ve çıkar mücadelesini sürdürür. Daha sonra meslek örgütleri var. Yarı resmi nitelikteki özel yasalarla kurulan birlikler, mesleki bazda örgütlenmekle birlikte, esasen mesleğin kendi iç denetimini sağlamaya çalışırken toplumsal görevleri de vardır. Meslektaşlardan çok mesleği koruma görevleri var. Mesleğin çıkarlarını toplumsal gereksinimlerle uyumlaştırarak savunmak durumundalar. Sendikal örgütlenme olmayınca bu görevlerde meslek birliklerinden bekleniyor. Dernekler sayıca çok olmakla birlikte görece daha güçsüz örgütler. Belirli ortak amaçlar için bir araya gelmiş olan kişiler yasalarda belirtilen sınırlar içerisinde görüşlerini dile getirmek, demokratik haklarını kullanarak toplumsal bir baskı grubu olarak yasalar çerçevesinde yazılı sözlü duyurular, basın toplantıları, kongreler, simpozyumlar düzenleyerek, toplantı ve gösteri haklarını kullanarak çeşitli biçimlerde kamuoyunu etkileyerek amaçlarına ulaşmaya çalışır.
Hekimler açısından Türk Tabipler Birliği, yarı resmi meslek örgütümüz, yasal olarak serbest çalışanlar zorunlu üye, kamuda tam gün çalışanlar ise isterlerse üye olabiliyorlar, ancak yasal durum, varolan sınırlı hekim desteği ve hükümetlerle süren uzlaşmaz ilişkisi gibi nedenlerle hiçbir dönemde "hekimlerin istediği" bir örgüt olamıyor. Aslında hekimlerin çoğu TTB ve Tabip Odalarından onların hak ve çıkarlarını koruyan bir örgüt olmalarını istiyor, fakat bu yasası ve niteliği nedeniyle TTB meslektaşlardan çok, mesleğin örgütü. Hekimlerin bu tür taleplerini karşılayacak gerçek örgüt ise sendika. Halen ülkemizde geçerli yasalara göre işkolu düzeyinde sendikalar faaliyette, bunlardan sağlık işkolunda örgütlü olanlarda ise hekim katılımı çok çok düşük. Yığınsal katılım için hekim sendikası gerekli, AB uyum yasaları çerçevesinde böyle bir olasılığın yakın bir zamanda gerçekleşmesi gündemde, hekimler bu yönde hazırlıklı olmalı.
Dernekler olarak örgütlenmede; bilim dalı dernekleri bazında son yıllarda oldukça gelişkin bir örgütlenmeye ve parasal güce ulaştılar, bilimsel fonksiyonları yönünden hızla gelişen yapılar haline geldiler.
Diğer dernekler ise daha spesifik amaçları olan dar örgütlenmelere sahip küçük dernekler tek başlarına toplumsal rol oynamaları çok güç. Bizim derneğimiz Türk Hekimleri Dostluk ve Yardımlaşa Derneği de geçmişte sadece mesleki dayanışma ve yardımlaşma ile sınırlı bir fonksiyon görmekte idi. Son yıllarda gerekli tüzük değişikliklerini yaparak hekimlerin hak ve çıkarlarını korumaya ve geliştirmeye yönelik çalışmalar yapmaya toplumsal bir baskı grubu olarak hekimlerin en geniş katılımlarını sağlayacak ve hekimlerin güçlerini birleştirerek amaçlarını gerçekleştirmeleri için çalışıyor.
Ülkemizde genel olarak baktığımızda Sivil Toplum Kuruluşları örgütlenmesi oldukça zayıf. 1980 askeri darbesi ve sonrasında dernekler ve her türlü toplumsal örgütlenmeler birer anarşi odağı olarak gösterilmeye çalışılmış ve zararlı yapılanmalar olarak topluma lanse edilmiştir. Bu çerçevede hekimler de nasibini almış ve örgütlerden uzak durmuşlardır denilebilir.Birkaç yıl öncesine kadar polis tarafından terörle mücadele birimlerinde izlenen dernekler artık sivil yapıya devredilmiş, her ilde valiliğe bağlı bir dernekler birimi kurularak yeni yasada çalışma koşulları kolaylaştırılmıştır.
Eskiden "tuzu kuru" meslek gruplarından sayılan hekimler, görece daha problemsiz yaşayıp giderken, son yıllarda giderek artan sorunlar örgütlenmenin zaruri bir ihtiyaç haline geldiğini hissettirmeye başlamıştır. Bu çerçevede yavaş da olsa örgütlenme talebi hekimler arasında ilgi görmeye başlamıştır.
Tam gün ve Sağlık Personelinim Tam Gün Çalışmasına ve Sağlık ile İlgili Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun çıkarılması ile birlikte Türkiye'de hekimlik, tarihin en zor dönemine girmiştir. Bir anlamda önümüzdeki 1 yıl içerisinde özellikle ekonomik koşulların tam deyimiyle dibe vuracağı görülmektedir.
Hak ve çıkarların korunması ve geliştirilmesinde hekimler için başka bir yol görünmemektedir. Her düzeyde tüm hekimler örgütlenmelidir. Tabip Odaları, dernekler, yakın bir gelecekte sendikalar. Bunların hepsi olmak zorunda, hiç birisi diğerinin yerini tutamaz, herkes kendisine uygun olan, en az bir yerde, bu örgütlenmelere katılmalı, destek vermeli ve hepsi birlikte toplumsal bir baskı grubu oluşturmayı başarmalıdırlar.
Hekimler çok farklı kategorilerde, değişik şartlarda çalışmaktadır. Bu nedenle herkesin bir araya gelmesi oldukça güçtür. Ancak hayatın zorlaması ile meslek odaları, sendikalar, dernekler de örgütlenen hekimlerin ortak sorunlarda oluşturacakları platformlarda 110 bin hekimi bir araya getirmeleri onların yöneticilerinin becerisi ile gerçekleşecektir. Önemli olan örgütlü olmaktır.
Doç.Dr.Gazi Zorer